ÖMÜR
Gıcırdıyor bir beşik
Bir evin bir odasının bir köşesinde
Hafif hafif salınıyor
Bir gıcırdıyor bir susuyor
Penceresiz bir evin ışık gören tek odası
Sessiz bir odanın tek yankısı
Boş duvara asılan tek çerçeveli fotoğraf
Bir gülüyor bir ağlıyor
Bir acıkıp bir susuyor
Bir düşüp bir kalkıyor
Düşe kalka büyüdüğü bu hayatta
Önce dizleri kanıyor
Avuç içleri parçalanıyor
Önce gözünden akıyor yaşlar
Büyüdükçe kanayan sadece dizleri olmuyor
Parçalanan avuç içleri geçiyor elbet
Geçmeyecek parçalanmışlıklar alıyor yerini
Gözyaşları da diniyor dışarıdan
İçerisi sel, içerisi felaket
Yaşlar alıyor bilinmezlere sürükleyen ömründen
Seviyor seviliyor, ağlıyor ağlatıyor
Gülüyor güldürüyor
Yaşlarına sığmayacak anılar dolduruyor ömrünü
En hatırladıkları, en hatırlamak istemedikleriyle
Sayamayacağı kadar insan dokunup geçiyor hayatına
En sevdikleri, en sevmedikleriyle
Aklının alamayacağı acılara gebe kalıyor ömrü
Kalbine sığdıramayacağı sevdalara tutunuyor bazen
Bir dost tanıyor düşman imiş
Bir düşman belliyor dostundan iyi
Tam bitti derken öğreniyor yeni başladığını
Hep biteceğini bile bile yaşadığını
Çünkü böyledir bazen
Ömür de biter, nerede nasıl bilemezsin
Bitmek için geçer gider
Yakalamak için koşarsın peşi sıra
Yakalayamayacağını öğrenerek
Ağlayarak geldiğin şu dünyadan
Ağlayarak gidersin sonsuza
Ya yaptıklarından ya yapamadıklarından
Ya geçmişinden ya da hiç geçememişlerinden
Hep pişmansındır bir şeylerden
Yaş erince kemale
Bir bir sıralanır ömür perdesi
Geçer gözünün önünden bir film misali
Tabi ömür o kadar beklerse seni
Avuç içi kadar beşikten
İki metrelik mezara kadarsındır
Ama bilinmez yaşarken
Ana kucağından gelip
Buz gibi toprağa girersin bir başına
Bir geldin ya bir gidersin
İki etmez ömür asla
Işık gören o oda karanlık şimdi
Sessizlik yankısı tutmuş içini
Çerçeve kırık
Fotoğraf ha düştü ha düşecek
Ama bir çocuk hala gülüyor camın ardında
Çocuk hala masum hala ışıl ışıl gözleri
Sesi duyuluyor çerçevenin kırıklarından sızan
Kanasa da dizleri
Parçalansa da o minik avuç içleri
Bir çocuk hep gülmeli
Çünkü her büyüyenin en masum yanı
İçinde sakladığı o çocukta gizli
Çünkü her birimiz
Büyük bedenlere hapsolmuş
Küçük insanlarız
Bilsek ki biz hep o çocuklardık
Hep masum hep umutla yaşardık
Hangimiz o çocuğu büyütmek için can atardık?
*Bırakın içinizdeki çocuk salıncaktan hiç inmesin. Belki bir gün yıldızları toplar size. Bilemezsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder