ÖMÜR
Gıcırdıyor bir beşik Bir evin bir odasının bir köşesinde Hafif hafif salınıyor Bir gıcırdıyor bir susuyor Penceresiz bir evin ışık gören tek odası Sessiz bir odanın tek yankısı Boş duvara asılan tek çerçeveli fotoğraf Bir gülüyor bir ağlıyor Bir acıkıp bir susuyor Bir düşüp bir kalkıyor Düşe kalka büyüdüğü bu hayatta Önce dizleri kanıyor Avuç içleri parçalanıyor Önce gözünden akıyor yaşlar Büyüdükçe kanayan sadece dizleri olmuyor Parçalanan avuç içleri geçiyor elbet Geçmeyecek parçalanmışlıklar alıyor yerini Gözyaşları da diniyor dışarıdan İçerisi sel, içerisi felaket Yaşlar alıyor bilinmezlere sürükleyen ömründen Seviyor seviliyor, ağlıyor ağlatıyor Gülüyor güldürüyor Yaşlarına sığmayacak anılar dolduruyor ömrünü En hatırladıkları, en hatırlamak istemedikleriyle Sayamayacağı kadar insan dokunup geçiyor hayatına En sevdikleri, en sevmedikleriyle Aklının alamayacağı acılara gebe kalıyor ömrü Kalbine sığdıramayacağı sevdalara tutunuyor bazen Bir dost ta...